BİR YAŞAR KEMAL KLASİĞİ: AĞRIDAĞI EFSANESİ
- Ümit Çalışkan
- 14 Eki 2016
- 2 dakikada okunur
Yaşar Kemal, Zülfü Livaneli’nin deyimiyle “Gözüyle Kartal Avlayan
Yazar”dır.Muhteşem imgeleri, içten, sıcak, mükemmel dili ve insana her
zaman umut aşılayan tavrıyla Türk edebiyatının beraberinde tüm
dünyanın kalbine taht kurmuştur. Bu evrensel özelliğini de dünya çapındaki
değerli gazeteler ve çeşitli dergilerin değerlendirmelerinde görmekteyiz.
Örneğin, Manchester Guardian gazetesi, “Yaşar Kemal’in romanı
Tolstoy’un çapına ve Dickens’in canlılığına sahiptir.” demiş, La Presse’den
Jeliha Hafsia ise “ Yaşar Kemal Anadolu’nun halk edebiyatıyla alışveriş
içindeyken başladı yazmaya. Gerçek bir yazar olduğu için de dilin
duyarlılığından, şiirsel destanın tek kahramanı olan Türk halkının
kültüründen esinlenmesini bildi.” demiştir. Eserleri kırka aşkın dile
çevrilmiş, Türkiye’de aldığı birçok ödülün yanı sıra dünyadaki önemli
akademilerin, birliklerin ödülleriyle onurlandırılmıştır.
Bu yazıda Yaşar Kemal’in birbirinden mükemmel eserlerinin içerisinden
“ Ağrıdağı Efsanesi” adlı eserini kısaca siz değerli okuyucularımı anlatmak
istiyorum. Yazarımızın güzel eseri her ne kadar bir aşk destanı da olsa
aynı zamanda bir başkaldırının bir direnişin efsanesidir. Kitabımızda
geleneklerini her şeyin üstünde tutan, gerekirse canından bile önemli
gören Ahmet’in Gülbahar ile aşkı, bunun beraberinde bu gelenekleri
çok önemsemeyen Mahmut Han’a karşı mücadelesi anlatılmakta.
Eserimiz Ağrı dağı çevresinde, Küp gölü kenarında ve sarayda geçiyor. İlk
olarak bir kır at Ahmet’in kapısında duruverir ve hiç ayrılmaz. Sofi atı
görür ve Ahmet’e haber verir. Ahmet bu atın kendisine haktan geldiğini
ve atın kendisinin kısmeti olduğunu söyler. Geleneklerine sıkı sıkıya bağlı
olan Ahmet, atın sahibi kim olursa olsun geri veremeyeceğini,
geleneklerinin bunu gerektirdiğini söyler. Beraberinde atı sahiplenir. Belli
bir süre geçtikten sonra atın sahibinin Beyazıt paşası Mahmut Han olduğu
anlaşılır. Paşa atını ister. Ahmet Ağrı dağı geleneklerine göre atı geri
veremeyeceğini ve bu atın haktan yadiğar olduğunu söyler. Mahmut Han
sinirlenir, köye adamlarını gönderir. Belli bir müddet sonra Ahmet’i
yakalattırıp zindana attırır. Burada paşanın kızı Gülbahar ile Ahmet
arasında büyük bir aşk başlar. Bu aşkın kudreti ve beraberinde yaşanan
birtakım kötü olaylar üzerine köylülerin paşaya karşı göstermiş olduğu
direnişle bu iki büyük yürek tüm engelleri aşar. Fakat onları ummadıkları
bir son bekler.
Türk edebiyatını incilerinden Yaşar Kemal'imizin bu romanının ilk basımı
Cem Yayınevi tarafından yapılmıştır. Yaşar Kemal bu romanında da
etkileyici anlatımı ile kültürel mirası, kahramanların ruh hallerini,çevrenin
pastoral özelliklerini okuyucuya yaşatır. Eserimizin belli başlı
kahramanları Ahmet, Gülbahar, Sofi ve Mahmut Han’dır. Ahmet,
Sarışın,mavi gözlü, sarı sakallı cesur bir insandır. İnandıkları değerler için
her şeyini verebilir. Geleneklerine bağlılığıyla eserde ön plana çıkıyor.
Kimi zaman duygularını kaval çalarak ifade ediyor. Gülbahar, Orta boylu,
açık tenli güzel bir kızdır. Babasını çok sevmesine karşın ondan çok
korkuyor. Zeki ve bir o kadarda duygusaldır. Az konuşuyor. Sarayda
yaşıyor ve çok zengin. Babası Mahmut Han gibi zalim değil. İyi yürekli
cesur bir kız. Sofi, Uzun, ak sakallı, akıllı ve yaşlı bir adam. Ahmet’in
ustası. Ahmet’in sürekli akıl danıştığı iyi bir dosttur. Ahmet ile arasında
çok yaş farkı olmasına rağmen çok iyi anlaşıyorlar. Mahmut Han ise
Beyazıt paşasıdır. Zalim, inatçı ve korkak kimsedir. Başa çıkılmaz, hep
kendi dediğini yapan kibirli bir insandır. Ana karakterlerimiz dışında kalan
karakterlerimiz ise en başta söylenmesi gereken, Ahmet’e yardım eden,
şartlar ne olursa olsun hep yanında yer alan, direnişçi, cesur,
geleneklerine sıkı sıkıya bağlı Ağrı halkıdır. Bu kişilerden bazıları : Demirci
Hüso, Kervan Şeyhi... Saraydaki karakterler ise Memo(zindancı başı) ve
Yusuf(Gülbahar’ın kardeşi)’dur
Son olarak bu eserimizi şiddetle tavsiye eder, okurken büyük keyif
alacağınızı görür gibiyim. Bol kitaplı günler dilerim. Aydınlık yarınlarda
buluşmak üzere...
Comentários