top of page

Sessiz Sensizlik

  • Mazlum DEMİR
  • 18 May 2016
  • 1 dakikada okunur

Soluğu, önüme çıkan ilk sahildeki bir bankta alıyorum.. Oturuyorum tüm boş vermişliğimle.. Yüreğimde acımasız bir acı, damağımda bir yumruk darbesi... Gözlerimin önünde bir perde, birikmiş bir acı ve dökülmeyen gözyaşları.. Beynimde dönüp dolaşan ve gittikçe derinleşen, aslında belkide içine çekip dibe batıran bir girdaptı kelimelerin yoksulluğu. Bir kabustu, ya da öyle olması daha doğruydu yaşanılanların..

Göğün en mavisine kilitleniyor ansızın gözlerim. Özgürlüğe kanat çırpan kuşlar, dans eden denizin yüzüme çarptığı rüzgar alınan en ağır havaydı belki de.. Kulağımda martı sesleri, parmaklarımın arasında yaktığım sigara.. Tabiri caizse gözlerinden yoksun, kokuna hasret ve bununla birlikte boşluğa giden adımlarım. Yani senin olmadığın hayatın ilk anına, senden uzak adımlarla benden sensizliğe giden bir yol.. Yolun kenarında dalları kırılmış ağaçlar, haliyle yaprak dökememiş bir sonbahar.. Fazlasıyla eksik ve kuvvetlice de buruk.. Evet evet, öyle! Öyle olmasaydı üstüme çöken ağırlığın bir kamburu olmazdı yüreğimde..

Neyse..

Ya da her ne ise...


Comments


Tanıtılan Yazılar
Arşiv
bottom of page